Vücudumuzdaki her bir kıl, kıl folükülünü besleyen bir damara bağlıdır . Kıl kökünün yapısı genetik özelliklerimize göre değişir . Vücudumuzdaki tüm kıllar , vücudu savunma mekanizmalarından birisidir.
Zamanımızda modern yaşamla ya da alt kültürlerle beraber dış görünümümüzdeki kıllarımız estetiğimizi güzelleştireceği duygusu ile " istenmeyen tüyler " olarak adlandırılmıştır .Bununla beraber bu duruma çareler aranmıştır . Yapılan uygulamaların geçici olması insanları kalıcı çözüm arayışına yönlendirmiştir. 1900' lü yılların başında bir göz doktorunun kirpik batmasına aradığı çözüm , iğne uçlarıyla kıl köküne verilen akımla kıl kökü yok olunca bu işlem vücut kılı estetiğinde kullanılmaya başlanmıştır.
2000'li yılların başlarına kadar iğneli epilasyona devam eden kıl estetiği işlemi teknolojinin gelişimiyle görevinin bir bölümünü lazer epilasyona devretmiştir .
Lazer epilasyon son 20 yıllık uygulaması sonrasında uygulama yapılan kişinin cilt rengi ne kadar açık ne kıl kökü ne kadar koyu renk ve kalın ise o kadar pozitif sonuç verdiği gözlemlenmiştir.
Bu oranla alakalı olarak da lazer lazer epilasyonun %50 den başlayıp %100 'e kadar sonuç verdiği gözlemlenmiştir . %50 ile %90 arası sonuç alıp ince tüylere dönüşen kıl yapısını tamamen yok etmek isteyen insanlar iğneli epilasyon ile kıl estetiği uygulamalarını sonlandırmışlardır.
Made with ♥ SEO by UfukOz © 2023 / helenaguzellik.com Tüm Hakları Saklıdır.
helenaguzellik.com web sayfamız 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na uygun içerik taşımaktadır. Yayınlanan fotoğraflar, kaynak gösterilse dahi başka sayfalarda sergilenemez. Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.